eyyam bahur ne zaman 2021 / Eyyam-ı bahur ne zaman başlayacak? İşte Eyyam-ı bahur tarihi - Son Dakika Haber

Eyyam Bahur Ne Zaman 2021

eyyam bahur ne zaman 2021

*Bodrum'daki orman yangınlarından.

Temmuz ayının son haftasında başlayıp ağustos ayının ortasına kadar geçen günler, eyyam-ı bahur olarak bilinir. Kelime grubunun karşılık geldiği anlam, gayet açık.

Türkçeye Arapçadan geçen bu kavram, gün kelimesinin çoğulu (yevm/eyyam) ve sıcak anlamına gelen "bahur" kelimelerinin bir araya gelmesi ile oluşuyor.

Özellikle Akdeniz ve Ege'deki Osmanlı vilayet salnamelerine bakıldığında görülüyor ki, Eyyam-ı Bahur, öncesiyle ve sonrasıyla oldukça önemli bir tarih olarak saptanmış.

Örneğin Salname-i Vilayet-i Aydın'ın (Aydın Vilayet Yıllığı) 'uncu sayfalarına göz gezdirdiğimizde "Evvel-i Eyyâm-ı Bahûr" ve "Âhir-i Eyyâm-ı Bahûr" gibi, şiddetli sıcak günlerin öncesi ve sonu gibi tarihlere dikkat çekildiğini görüyoruz.

Evrensel bir ünlem

Eyyam-ı Bahur, sadece Osmanlı'da kullanılan bir kavram da değil. Başta Akdeniz ülkeleri olmak üzere, merkez ve Batı Avrupa ülkelerinde de son derece yaygın olarak kullanılıyor.

Zira, Osmanlı'nın öncülü konumunda olan Bizans (Doğu Roma) devletinin Latince tutulan kroniklerinde diēs caniculārēs tanımına rastlamak mümkün.

Tanımın aslı, astrolojik bir inanışa ve Büyük Köpek Takımyıldızı'nda bulunan Sirius çiftyıldızına dayanıyor.

Modern Avrupa'nın zihinsel altyapısının Antik Yunan ve Antik Roma geleneklerinin yeniden üretilmesi ile kurulduğunu düşünecek olursak, bu durum pek de şaşırtıcı olmasa gerek

Bugün kültürel boyutta ve sınırlı seviyede etkili olan yıldız falı gibi gelenekler, Orta Çağ öncesi dönemden başlayarak Yakın Çağ'a kadar pek çok insan -hatta devlet- için gündelik hayatın bir parçasıydı.

Farklı medeniyetler aynı veya benzer kavramları farklı şekilde tanımlar. Eyyam-ı Bahur özelinde düşünecek olursak, benzer olayların ve koşulların yaşandığı günler, her kültürde farklı bir anlam buldu.

İngilizlerin Dogdays veya Almanların Hundstage olarak adlandırdığı günlere, yıldızlardan uzak ve Şarki bir tanımlama ile eyyam-ı bahur dendi.

Lügatler, salnameler veya kronikler hangi vilayete veya devlete-medeniyete ait olursa olsun, açıkça görülüyor ki, ağustos ayının sonu ile temmuz ayının ortasını kapsayan günler "olağandışı" sıcakların yaşanacağı günler olarak mimlenmiş öteden beri.

Türkiye'nin ciğerleri yanarken

Birbiri ardına çıkan orman yangınları, temmuz ayının sonundan bu yana Türkiye'nin gündeminde.

10 Ağustos tarihi itibariyle, 28 Temmuz'dan bu yana 53 ilçede yangın çıktı. Yangınlarda 8 kişi hayatını kaybetti. 10 binlerce hektarlık alan kül oldu. Doğal ekosistem, yenilenmesi uzun yıllar sürecek ağır yaralar aldı.

Avrupa Birliği Komisyonunun her yıl hazırladığı "Orman Yangınları: Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika" raporlarına göre, son üç yıldır bu bölgelerde en çok yangın temmuz ve ağustos aylarında yaşandı.

Komisyon'un raporu, Şark alimlerinin ve Antik medeniyetlerdeki gök keşişlerinin saptamalarını doğrular nitelikte.

Beşerî yıkım ve rantzedeler

Yangınların çoğunlukla Akdeniz ve Ege'deki tatil bölgelerinde çıkması, ayrıca dikkat çekici. İnsanın söylemeye dili, yazmaya eli varmasa da sermayenin kesemediği ağaçlar, yangınlardan sonra betonlaşıyor ne yazık ki.

Sözgelimi, yılının temmuz ayında, Bodrum'daki Güvercinlik Koyu'nda 3 ayrı noktada yangın çıktı. Yangın sonrasında kül olan hektarlık alanın yeniden ağaçlandırılması bekleniyordu.

Aslında, bekleniyordu demek de yanlış. Zira o zamanki Anayasa'nın 'uncu maddesi de ormanları koruyordu (!):

Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. (T.C. Anayasası, )

yılında yanan bölgede, şu sıralarda bol yıldızlı otel ve işletmeler faaliyet gösteriyor.

Türkiye'deki orman yangınları ile otel vb. işletmelerin sayılarının da paralel bir artış izlemesi, oldukça dikkat çekici. Bakalım, yanan bölgelerin ne kadarını yeniden ağacın yeşili ile yeşillendirmeyi seçeceğiz?

Siyasallaşma, siyasallaştırmama

Türkiye'nin dört bir yanı alevlere teslim olmuşken, toplumsal yapıdaki kutuplaşmışlık hali kendini bir kez daha gösterdi. Pek çok sosyal medya kullanıcısının yaptığı Help Turkey çağrısı, iktidar cenahınca "Türkiye'yi zayıf göstermeye yönelik bir 5'inci kol faaliyeti" olarak değerlendirildi.

THK'nın uçaklarının çürümeye terk edildiği anlaşılırken, kenevirden yapılmış bezlerin içinde çay poşetleri havalandı yangınzedelerin üzerinde

Ormanlardan sorumlu Bakan, suçu çoğunluğu muhalefet partilerinin idaresinde olan belediyelere attı. "Bu, hepimizin ortak meselesidir. Siyasallaştırmayalım" minvalinde açıklamalar yaptı.

Bir kitap, bir cevap

Oysa, ekoloji mücadelesinin politik bir mücadele olduğunu söylüyor Beyza Üstün. Yeni kitabı Doğayı, Emeği, Yaşamı Korumak: Ekoloji Politik Yazılar (İletişim Yayınları, ), tam da ekoloji mücadelesinin siyasallaştırılmaması gerektiğini düşünenlerin okuması gereken bir yapıt.

Üç kısımdan oluşan kitap, Beyza Üstün'ün katıldığı sempozyumlarda yaptığı konuşmaların, Yeni Yaşam gazetesinde farklı tarihlerde kaleme aldığı yazıların, kendisiyle yapılan söyleşilerin ve yazdığı makalelerin (çeviri dahil) bir araya gelmesinden oluşuyor.

Mehmet Horuş'un kaleme aldığı Ekoloji Politiğe Giriş, önsözden önce karşılıyor okuyucuyu. Horuş'un kaleme aldığı bölüm, ekoloji politik mücadelenin sac ayaklarını okuyucuya anlatırken Beyza Üstün'ün bireysel mücadelesine de değiniyor.

Mühendis, aktivist ve siyasetçi

Beyza Üstün, lisans eğitimini inşaat mühendisliği alanında tamamladıktan sonra yükseköğrenimini çevre mühendisliği alanında yapmış bir akademisyen olduğu için, ekolojik yıkıma ve antrposenik etkilere akademik perspektiften bakabilme niteliğine de sahip.

Kitabın sayfalarını çevirdiğinizde, Üstün'ün kavramlarla kurduğu etkileşimi okuyucuya aktarırken bilimsel ama anlaşılır bir dil kullanması ayrıca üzerinde durulması gereken bir husus.

Akademik sıfatının yanı sıra aktivist ve siyasetçi tarafları olan da Üstün, ekolojik yıkıma dışardan değil, içerden, yıkımı engellemek isteyenlerin ve enkazı altında kalacak olanların saflarından bakıyor.

Kitabın birinci kısmı olan Doğayı Korumak: Ekoloji Politik, Horuş'un giriş niteliğinde anlattıklarını ve ekoloji politik teoriyi olaylar, olgular ve tepkiler üzerinden detaylandırıyor.

Ekolojik yıkımın patriyarkal emperyalist ve kapitalist sistemin doğal bir sonucu olduğunu ve sistemin öğütücü dişlerinin bilhassa suyun ticarileşmesinden ve krizinden sonra keskinleştiğini belirtiyor.

Suyun ticarileşmesi

Kitabın ikinci kısmı ise Suyu Korumak başlığını taşıyor ve Üstün'ün suyun ticarileşmesine karşı verdiği bireysel mücadelenin toplumsal mücadeleyle kesişimi anlatıyor.

Bu bölümde yer alan Kapitalizmin Kıskacında Doğa makalesi, ekolojik yıkımda kapitalizmin payını anlamak için bir anahtar niteliği taşıyor.

Söz konusu makalenin öncesinde suyun ticarileşmesinin etkilerine dikkati çeken Üstün, bölümün sonlarında kuraklık sıkıntısı çeken bölgelerin makus kaderinin beşerî ve ideolojik tercihlerle çizildiğini anlatıyor yerel resimlerle.

Yeni siyaset, yeni anlayış

Kitabın üçüncü ve son bölümü olan Doğayı Korumak İçin Siyaset, bir tür görev çağrısı aynı zamanda.

25'inci dönemde HDP İstanbul Milletvekilliği yapan Beyza Üstün, rant siyasetine karşı ekolojik siyasetin geliştirilmesi gerektiğini, ekolojik yıkımın siyaset üstü tutularak değil, siyasetin merkezine alınarak önlenebileceğini anlatıyor.

Kitabın bu bölümü, ilk iki bölümü okunmadan okunduğu takdirde, safi siyasi içerikli makalelerin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş sanılabilir. Bir zihniyeti, bir anlayışı anlamanın yolu olarak okunduğu takdirde ise, karşımıza bambaşka bir tablo çıkıyor.

Üstün, ekolojik yıkımın çok boyutlu olduğunu, sadece HES'lerle, mega projelerle olmadığını, bireysel hayattan toplumsal yaşama; her şeyi yıkan bir sistem olduğunu söyleyerek bitiriyor kelimelerini.

'lerde doğaya egemen olmaya başlayan insanoğlu, şayet bu hızla giderse, yaşayabileceği tek sistemi, doğayı, artı üretim için tamamen yok edecek. Artı değer kavramındaki değeri, yeniden değerlendirmek için çok mu geç kaldık?

(AÜ/PT) 

aHaber

25 Haziran , Pazar

Daha Fazla Gör
  • LGS taban puanları yüzdelik dilimler ne zaman açıklanacak ? LGS İstanbul, Ankara, İzmir lise yüzdelik dilimleri açıklandı mı?
  • Arefe günü yapılacak ibadetler ve okunacak dualar nelerdir? Peygamberimizin Kurban Bayramı Arefe duası! Arife günü çekilecek tesbihler-zikirler neler?
  • Kurban Bayramı tatili ne zaman başlayacak ? Kurban Bayramı tatili kaç gün sürecek?
  • YKS sınav sonuçları ne zaman açıklanacak? YKS sınav sonuç tarihi belli mi, açıklandı mı?
  • Aile Destek Haziran ayı ödemeleri ne zaman yatacak ? Sosyal yardım ödemeleri ayın kaçında yatacak?
  • SSK Bağkur emeklisine bayram ettirecek zam müjdesi geldi! TL ve üstü maaş alanlara büyük zam! Refah payı, seyyanen artış
  • YKS sonuçları ne zaman açıklanacak, erken açıklanır mı? ÖSYM TYT, AYT, YDT YKS sonuçları belli oldu mu?
  • Wagner kimdir, ne anlama geliyor? Wagner ordusu nedir, kimlerden oluşuyor?
  • sonrasına emeklilik şifresi çözüldü! yaşında olanlara müjde! EYT prim, kısmi emeklilik ve staj ve çıraklık
  • Asgari ücret zamlı yeni maaşlar ne zaman yatacak ? Asgari ücret zamlı maaşlar bayramdan önce yatacak mı?
  • LGS'de kaç birinci var ? LGS birincileri hangi illerden, okullardan çıktı? Kaç kişi full çekti?
  • LGS tercihler ne zaman başlayacak ? LGS , , , , , puanla hangi liseye gidilir? Anadolu, İmam Hatip, Fen lisesi
ANA SAYFA

Eyyam-ı Bahur nedir ve ne zaman başlayacak? Eyyam-ı Bahur tarihi

Bugünden itibaren Türkiye'nin, yaz&#;n en s&#;cak günlerinin ya&#;anaca&#;&#; "eyyam-&#; bahur"un etkisine girece&#;i bildirildi. Bunun ard&#;ndan eyyam&#; bahur ara&#;t&#;r&#;lmaya ba&#;land&#;. Eyyam-&#; bahur'un yerini günümüzde "Afrika s&#;caklar&#;" , "cehennem s&#;caklar&#;" ve "çöl s&#;caklar&#;" gibi terimler ald&#;. &#;&#;te ayr&#;nt&#;lar

Eyyam-ı bahur nedir?

Eyyam-ı bahur 31 Temmuz ile 7 Ağustos tarihleri arasına denk geliyor. Eyyam-ı bahur, yaz günlerinin en sıcak ve boğucu günlerine verilen isimdir. Eyyam-ı bahur Arapça kökenli Türkçe sözcüktür.

Eyyam-ı bahur'un kuzey yarımkürede, temmuz ve eylül tarihleri arasında meydana geldiği kabul ediliyor. Güney yarımkürede ise bu tarih ocak ve mart ayları arasında düşüyor. Eyyam-ı bahur'un kesin tarihi, içinde bulunulan boylama, koşullara ve bölgeye göre değişebilir.

Eski bir inanışa göre, bu sıcak günlerin Büyük Köpek Takımyıldızı'nda bulunan Sirius çift yıldızıyla bir bağlantısı vardı. Bu inanış Antik Roma ve Antik Yunan kültürlerinde de yaygındı. O zamanlarda boğucu sıcakların hakim olduğu o günlere Latince "dies caniculares" denirdi.

Eyyam-ı bahur terimi kullanılırlığını büyük ölçüde kaybetti. Türkçe'de bunaltıcı sıcakları tarif ederken artık "cehennem sıcakları" , "Afrika sıcakları" gibi terimler kullanılıyor.

Eyyam-ı bahur günlerinin göğüs ve kalp hastalığı olan kişiler için riskli olduğu söylendi. Bu dönemlerde kişilerde aşırı asabiyet ve stresin görülebileceği belirtildi. Aynı zamanda orman yangınlarının da bu dönemde başlayabileceği kaydedildi.

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

'Eyyam-ı bahur' sıcakları bunalttı

"Çöl sıcakları", "cehennem sıcakları", "Afrika sıcakları" olarak da anılan eyyam-ı bahur, yurdun batı kısımlarında etkisini gösterirken Ege Bölgesi'nde de vatandaşlar hafta sonunu kapalı ve serin alanlarda geçirmeyi tercih ediyor.

İzmir'in canlılığıyla ünlü Kordon Boyu da sıcak hava ve hafta sonu olması nedeniyle her zamanki hareketliliğini durgunluğa bıraktı.

Hava sıcaklığının 36 dereceye bulduğu kentte, özellikle sahil şeridinde balıkçılar, seyyar satıcılar ve turistlerin yoğunluğu gözlemlendi.

Yabancı turistler, yoğunluğun olmadığı sahilin keyfini çıkardı.

Aydın'ın mavi ve yeşili buluşturan koylarıyla ünlü Didim ilçesi ise sıcak havada serinlemek isteyenlerin adresi oldu.

Altınkum, Yeşilkent, Cennet, Manastır, Akbük plajları hafta sonu tatilini fırsat bilenlerin akınına uğradı.

İzmir'in Çeşme, Aydın'ın Kuşadası ilçelerindeki plajlarda da yoğunluk gözlendi.

Erzurum

Kışın uzun sürdüğü kentlerin başında gelen Erzurum'da mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak hava vatandaşları bunalttı.

Tüm yurtta hissedilen "eyyam-ı bahur" sıcakları, rakımdaki kentte yaşayanları da etkiledi.

Serinlemek için yeşil alan ve ağaç gölgelerini tercih edenler mesire alanlarında aileleriyle piknik yaptı.

Vatandaşlardan 74 yaşındaki Hacı Ali Çomaklı, AA muhabirine, kentte uzun zamandır bu şekilde bir sıcak hava ile karşılaşmadığını söyledi.

Sıcaktan korunmak için ağaç gölgelerine geldiğini belirten Çomaklı, "Eski zamanlarda belki böyle sıcak olmuş olabilir ama bu sene soğuk yok denecek kadar oldu. 35 dereceyi gördük. Sıcaktan korunmak için ağaç gölgelerine gelerek vakit geçiriyoruz. Bizim memleketimizin ay çetin kışı var ama gerisi serin geçer. Biz soğuğa ve serine alıştığımız için sıcak pek bize yaramıyor." dedi.

Nizamettin Alper de sıcak hava nedeniyle günlerini gölge olan yerlerde geçirmeye çalıştığını anlatarak, "Erzurum bu yıl çok sıcak olduğu için serin yerlere kaçıyoruz. Ben daha önce böyle bir sıcak görmedim bu yıl aşırı sıcak oldu. Diğer şehirlerimizde de sıcak var ama burası da oraları aratmıyor." diye konuştu.

Fahrettin Aydın ise yağmurların az yağması nedeniyle havaların sıcak olduğunu söyleyerek, "Erzurum'da görülmemiş sıcaklardan bir gün yaşıyoruz. Dün bugüne göre daha sıcaktı. Erzurum soğuğu ile bilinir ama bu sene kavurucu sıcaklar geçiyor." ifadelerini kullandı.

Diyarbakır

Diyarbakır'da 40 dereceyi aşan sıcak havadan bunalan vatandaşlar, gölgelik alanlar, park ve bahçelerde, çocuklar ise süs havuzlarında zaman geçiriyor.

Bunaltıcı sıcaktan korunmaya çalışan kent sakinleri, ağaç gölgeleri, yeşil alanlar ve kapalı alanları tercih etti.

Bazı çocuklar ise merkez Sur ilçesindeki Anzele Parkı'nda bulunan süs havuzunda serinlemeye çalıştı.

Kentin tarihi mekanları, meydanları ve caddeleri sıcak hava nedeniyle en sakin günlerinden birini yaşadı.

Diyarbakır'da derece mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığının önümüzdeki günlerde de etkisini sürdürmesi bekleniyor.

Bolu

Hafta sonu sıcak havadan bunalanlar serinlemek için "Bolu'nun Pamukkalesi" olarak bilinen orman içindeki Akkayalar Travertenleri'nde vakit geçirdi.

Kentte sıcak havadan bunalanlar Pamukkale'den sonra Türkiye'nin ikinci büyük blok traverteni olma özelliği taşıyan, şifalı suyunun yanı sıra orman içinde olması dolayısıyla eşsiz manzaralar sunan Akkayalar'a gitmeyi tercih etti.

Ziyaretçiler mineralli suların bulunduğu şifa kaynağı 2 havuzda serinlemeye çalışırken, travertenleri gezen bazı aileler de orman içinde piknik yaptı.

İşletmeci Salih Çetin, gazetecilere, yılın en sıcak günlerinin yaşandığını ancak Bolu'da yaz mevsiminin çok kısa geçtiğini aktararak, "Hava sıcaklığının 30 dereceyi geçtiği günler 60 günü aşmıyor. Şu anda sıcak günler yaşamamızdan dolayı talep var. İnsanlar serinlemeye geliyorlar. Yaz aylarında yoğun ilgi var. Burada konaklama olmadığı için insanlar günübirlik geliyorlar. Geniş mesire alanımız var. Travertenleri geziyorlar, havuzlarda serinliyorlar." diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası